Bir Gölge Gibi..


Düşüyor suya bu şehir , kırılıyor sessiz sedâsız. O'na ilişkin anılarım mavimsi süt beyazlığında bir sis; ince ince yürüyor, birleşiyor, yoğunlaşıyor, sonra ansızın dağılıp parçalanıyor. Şimdi, Moda sessiz ,Bahariye, Sıraselviler sessiz ...Her yer çok sessiz .
Koyu neftisine pas renklerinin , hışımlı kızılların, tütünümsü kahvelerin karıştığı mor benekli akşamlar, yaz gecelerini delice kucaklayan yasemenler, güzün ilk soğuklarına dayanamayıp solan dalyalar, mevsimin ilk karında niyet tutmalar ,ölgün bir ışık demeti gibi öncesiz-sonrasız o âşina denize sızıyor, koyu derinliklerde kaybolup gidiyor.
Oysa sen;
Sabahın pembe beyaz teninde en güzel sevişme vakitlerine uyanırdın. Sokaklarının dudakları ıhlamur kokardı, sevdalı martılar öperdi köpüklü ağzından ,lôdosta dağılırdı ortancalarının saçları.
 
Bana içerleme sakın , bu defa hiç vaktim yoktu ; kendimi , sırtlarına yaslanmış mahallelerinin arnavut kaldırımlı sokaklarına vuramadım , zamanı yok sayıp, ellerin ellerimde, hesapsız kitapsız dolaşamadım seninle .Uzun uzun oturamadım yaprakların kuytularda öbeklendiği eski salaş kahvelerinde, sahaflarının dost kokusunda kaybolamadım , ama gözlerimle hep " Eski Sen" i aradım durdum.
 
Boğaz'ı eşsiz güzelliği ile zarifçe bezeyen alımlı , hoş , vakur bir kadınken, hayatın her çirkefini yaşamış bir zavallı yosmaya dönüşme acısının sessiz çığlığı ile kalakalmışsın.Öylesine sessiz ki feryâdın uyuyan bir çocuğu bile uyandıramaz. Gözlerimden kayıp gidiyor eski hâyâlin; tutamıyorum İstanbul . Git git bir gölge gibi silikleşiyor, siliniyorsun hayatımdan , canım çok yanıyor.