Papatyanın Sarısına Şiir Biriktiriyorum


“...Yeni binyılı karşılayacağız; hiçbir biçimde orada, kendi götürebildiklerimizden fazlasını bulmayı ummaksızın ...”
Neredeyse kitabın yalın bir özeti olan yukarıdaki cümle Italo Calvino'nun seksenli yılların ortalarında,  davet edildiği Harvard Üniversitesi’nde, gelecek binyılda korunması gereken bazı yazınsal değerler üzerine bir yıl boyunca vereceği dersler için yazdığı ders metinlerinden.
Calvino kendi yazın serüveninin yolunda ilerlerken kazandığı birikimlerin aydınlığında; kadim zamanlardan günümüze, edebiyatın güçlü isimlerinden alıntılarla verdiği örnekler üzerinden, korunması ve geleceğe aktarılması gereken yazınsal değerleri altı başlık altında anlatıyor.
Şiirin, düz yazının bütün mevsimlerinin; hüzün sarısı sonbaharların, yabanıl kışların, delimsirek ilkyazların göklerinin altında yüzyılların içinden geçerek yürüyorum Calvino ile.
“Yazma sanatı kutsanıyor” diye geçiriyorum içimden ders metinlerinin satır aralarında kaybolurken.
Antik Çağ’dan; Sappho’dan, Lucretius, Ovidius’tan başlayarak Alighieri Dante’ye ve şimdiye değin hayaller, gerçekler, duygular, gözlerin ve ruhun başka başka görüleri hep yazı ile biçim kazanmamışlar mıydı?
Ruhunu yakalamaya çalıştığımız üzerinde yaşadığımız dünyanın, kimileyin de ayna tuttuğumuz iç dünyalarımızın, imlerden oluşmuş sayfalar, noktalar, virgüller, ünlemler, küçük büyük harflerin yan yana dizildiği cümleler rengârenk gösterisini temsil etmiyorlar mı yazının ölümsüz evreninde.
Daha on beş yıl vardı yirmi birinci yüzyıla; yakalayamadı yeni binyılı. Yazık ki titizlikle yazdığı ders metinlerini de öğrencileri ile bir araya gelerek tahta başında anlatamadı onlara. 1985’teki erken vedası ile ayrılmıştı aramızdan zamanımızın masal anlatıcısı Italo Calvino. 
Öyküler tükenmiş olsalar da, anlatacak pek az şey kalmış bile olsa, öyküler yazmaya devam ediyoruz hâlâ.
Şiirler biriktiriyoruz papatyanın sarısına.