İçimize Güz İndiğinde


- Ve çıkagelir güz bir zaman sonra. Uçuşan her yaprak tahıl rengi bir fırça darbesidir doğanın dalgın yüzünde. 
- Eskinin billur kavanozları, zarif karaflar, meyve şekerlemeleri, elma şarabı... Güzün tatlı masalı.
- Bir defne ağacının altına sırtüstü uzanıp, gözlerimi kısıp bakıyorum. Gece göğünün içindeki irili ufaklı bulut lekeleri, belli belirsiz titrek karaltılar, her biri birer ay denizi sanki. “Luna mare”* Göğün özgürlüğünü “luna mare”lerle paylaşıyorum bu gece.
- Renklerin daha henüz seçilemediği, sabahın ağarmamış saatleri penceremin pervazına tutturulmuş sanrısal bir lavi resim. **Bu sanrısal resim, bir çiy damlacığında yansıyan koskoca bir dünya.
- Nasıl bir dinginlik var o sonsuzca uyuyakalmış kıyıların ruhani seslerinde! Acımasız bir özlemin ayetleri yazılmış kumlara. Ve ben hayatın sert gündönümlerinin de olduğunu hatırlıyorum bir kez daha.
- Bir düşünür, “en mükemmel felsefeyi keşfettiğimi zannetmiyorum ama halis olanını anlayabildiğimi biliyorum” gibi bir şey yazmıştı bir mektubunda. Peki ya ben?..
- Belki bu yıl erken meyve verir ağaçlar, bolluk olur belki.
- Hep böyle yaparım; günlüğümün sağ sayfasının üst köşesine sapsarı bir güneş çizerim son cümleden sonra. Çocukluktan kalma bir alışkanlık. Umuda dair bir şey. 
- İşte şimdi yine küçücük parlak bir güneş kondurdum sayfamın üst köşesine.
24/25 Eylül 2023
* Luna mare (Latince): Ay denizi 
** Lavi resim: Çin kökenli bir Doğu Asya fırçalı boyama sanatıdır. Doğu Asya kaligrafisinde siyah çini mürekkebi kullanılmaktadır.